Haberleşme Hürriyetine İlişkin Eren Yıldız Kararı Anayasa Mahkemesi Basın Duyurusu

Fikriye AYTİN ve Diğerleri Kararına İlişkin Basın Duyurusu

Haberleşme Hürriyetine İlişkin Eren Yıldız Kararı Anayasa Mahkemesi Basın Duyurusu

Haberleşme Hürriyetine İlişkin Eren Yıldız Kararı Anayasa Mahkemesi Basın Duyurusu

Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü, 7/7/2015 tarihinde Eren Yıldız’ınbireysel başvurusunda (Başvuru No: 2013/759), hükümlü olan başvurucuya gönderilen mektupların sakıncalı görülerek Ceza İnfaz Kurumu tarafından alıkonulması kapsamında, haberleşme hürriyetinin başvuruya konu bir mektup yönünden ihlal edilmediğine, diğer mektup yönünden ise ihlal edildiğine karar vermiştir.

Olaylar

“Anayasal düzeni zorla değiştirmeye çalışma ve TDP üyesi olma” suçlarından hükümlü olan başvurucuya gönderilen mektup Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulunca sakıncalı bulunarak kendisine iletilmemiştir.

Bu karara karşı yapılan başvuru ve itiraz ilgili mahkemelerce reddedilmiştir.

İddialar

Başvurucu, başka bir cezaevinde bulunan arkadaşı tarafından kendisine gönderilen mektupta sakıncalı ifadeler bulunmadığını, aksi halde arkadaşının bulunduğu cezaevi tarafından mektubun sakıncalı bulunarak gönderilmeyeceğini, bulunduğu Ceza İnfaz Kurumu tarafından düşünce paylaşımının engellendiğini ve mektubun neden sakıncalı görüldüğünün belirtilmediğini ifade ederek, haberleşme özgürlüğü ile savunma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Anayasa Mahkemesi, başvurucunun iddialarını Anayasa’nın 22. maddesinde düzenlenen haberleşme hürriyeti kapsamında değerlendirmiştir.

Anayasa Mahkemesince, haberleşme özgürlüğüne yapılan müdahale değerlendirilirken; müdahalenin yasal dayanağını oluşturan mevzuatın “ulaşılabilir”, yeterince açık ve belirli bir eylemin gerektirdiği sonuçlar açısından “öngörülebilir” olması gerektiği belirtilmiş,  müdahalenin “meşru bir amaca” yönelik, demokratik bir toplumda gerekli ve ölçülü olması gerektiği vurgulanmıştır.

Mahkeme, somut başvurunun incelenmesinde, başvurucuya gönderilen mektubun Ceza İnfaz Kurumu tarafından alıkonulması işlemini haberleşme hürriyetine müdahale olarak nitelendirdikten sonra, müdahalenin dayanağı olan 5275 sayılı Kanun’un 68. maddesinin “kanunilik” ölçütünü karşıladığı ve müdahalenin kamu düzeni ve suç işlenmesinin önlenmesi şeklinde Anayasa’nın 22. maddesinde düzenlenen meşru amaca yönelik olduğu sonucuna varmıştır. Bununla birlikte Mahkeme, başvuruya konu engellemenin demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olup olmadığını, başvurucuya gönderilen mektubun aynı zarfla ve aynı kişi tarafından gönderilen birbirinden bağımsız iki ayrı mektuptan oluştuğunu dikkate almak suretiyle incelemiştir.

Mahkemeye göre, başvurucuya gönderilen mektuplardan birincisinde, eski bir yasadışı örgüt liderinden eylemleri yüceltilerek bahsedilmekte, söz konusu eylemler anlatılırken, örgütün amaçlarının çerçevesi çizilip bu amaçlara yönlendirme yapılmaktadır. Bu amaçlar doğrultusunda şiddet içeriği tartışmasız olan silahlı eylemler meşrulaştırılarak “mücadele” ve hatta “savaş” olarak nitelendirilmekte, bu “savaşın” devam ettiğine işaret edilerek bu örgüt liderinin yasa dışı davranışları “olması gereken davranış biçimi” olarak yansıtılarak şiddet teşvik edilmektedir. Anayasa Mahkemesi, bu tespitler çerçevesinde birinci mektubun suç işlenmesine teşvik ettiğine kanaat getirilerek alıkonulmasının demokratik toplum gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olmadığına ve bu nedenle başvurucunun haberleşme özgürlüğünün ihlal edilmediğine karar vermiştir.

Buna karşın Mahkeme, genel olarak bir hükümlünün başka bir hükümlüye cezaevi günlerinden, birlikte kaldığı diğer hükümlülerden, ailevi ve sağlık durumundan bahsettiği ve neden sakıncalı bulunduğunun mektup içeriği ile Cezaevi Disiplin Kurulu ve derece mahkemeleri gerekçelerinden anlaşılamadığı ikinci mektubun alıkonulmasının amaçlanan hedefler açısından demokratik bir toplumda gerekli olmadığı sonucuna ulaşmış ve bu nedenle başvurucunun haberleşme özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir.

Bu basın duyurusu Anayasa Mahkemesi Genel Sekreterliği tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir.

* Yargı mercileri tarafından verilen kararlar yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine ve olayın özelliklerine göre verilen kararlar olup; kararların emsal karar olarak uygulanıp uygulanmayacağı her somut olay özelinde ayrıca değerlendirilmelidir. Kapsamlı değerlendirme ve benzer içtihat örnekleri için ilgili departmanımız ile iletişime geçiniz.

Paylaş:

Emsal Kararlar

Yeni Eklenenler

Sosyal Medyada Biz

error: Özderin Avukatlık Bürosu - Ankara - Uzman Kadromuza ulaşmak için lütfen arayınız ! 0312 428 03 13