İfade Özgürlüğüne İlişkin Kamuran Reşit BEKİR Kararı Basın Duyurusu

Fikriye AYTİN ve Diğerleri Kararına İlişkin Basın Duyurusu

İfade Özgürlüğüne İlişkin Kamuran Reşit BEKİR Kararı Basın Duyurusu

İfade Özgürlüğüne İlişkin Kamuran Reşit BEKİR Kararı Basın Duyurusu

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, 8/4/2015 tarihinde Kamuran Reşit Bekir’in bireysel başvurusunda (B. No: 2013/3614), hükümlü olan başvurucuya gönderilen Azadiya Welat Gazetesinin bazı sayfalarının ceza infaz kurumu tarafından çıkarılarak başvurucunun gazeteye erişiminin engellenmesinin ifade özgürlüğünü ihlal ettiğine karar vermiştir.

Olaylar

Başvurucu, Ankara 2 No.lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunmaktadır.

Başvurucuya gelen Azadiya Welat Gazetesi’nin (Gazete) 12/11/2012 tarihli sayısındaki “manifestoya şoreşe” başlıklı yazıda, Abdullah Öcalan'ın demokratik toplum manifestosu adı altında beş ciltten oluşan bir savunma hazırladığı ve her hafta “Kürdistan Devrim Manifestosu, Kürt Sorunu ve Demokratik Ulus Çözümü (Kültürel Soykırım Kıskacında Kürtleri Savunma)” isimli beşinci ciltten bir bölümün köşe yazısı olarak yayımlayacağı duyurulmuştur. Bu tarihten sonra Gazetenin 85 nüshasında Abdullah Öcalan’ın anılan kitabının bazı bölümleri Kürtçe olarak yayınlanmıştır.

Ceza İnfaz Kurumu Eğitim Kurulu (Eğitim Kurulu), anılan kitabın Diyarbakır 3 No.lu Hâkimliğinin kararı ile el konulmasına ve toplatılmasına karar verildiğinden Gazetenin her nüshası için ayrı ayrı ilgili kısımların çıkartılmasına ve diğer kısımların talep edilmesi halinde başvurucuya verilmesine karar vermiştir.

İddialar

Başvurucu, hükümlü olarak bulunduğu ceza infaz kurumu tarafından, adına gönderilen Azadiya Welat Gazetesinin bazı sayfalarının çıkarılarak gazeteye erişiminin engellenmesi nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Mahkemenin değerlendirmesi

Anayasa Mahkemesi, inceleme yaparken öncelikle hükümlü ve tutukluların Anayasa’daki temel hak ve hürriyetlerin tamamına kural olarak sahip olduklarını ve bu bağlamda hükümlü ve tutukluların ifade özgürlüğünün de koruma altında olduğunu hatırlatmıştır. Mahkeme, ayrıca hükümlü ve tutukluların süreli veya süresiz yayınlara ulaşabilmesinin, bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğünün somut yansıması olarak ifade özgürlüğünün norm alanı kapsamında kaldığını vurgulamıştır.

Somut olayda başvurucunun abonesi olduğu gazeteye ulaşamamasının esas olarak Eğitim Kurulu ve İnfaz Hâkimliğinin kararlarından kaynaklandığını ifade eden Anayasa Mahkemesi, Diyarbakır 3 No.lu Hâkimliğinin yasaklama kararının, başvurucunun gazeteye ulaşmasında doğrudan sonuç doğurmamış olsa da İnfaz Hâkimliği kararına esas oluşturduğunu gözeterek, başvurucunun iddiaları kapsamında Eğitim Kurulu ve İnfaz Hâkimliği ile Diyarbakır 3 No.lu Hâkimliği kararlarının, birlikte ve bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğine işaret etmiştir.

Mahkeme, cezaevinde hükümlü ve tutuklulara verilecek süreli veya süresiz yayınlarda idarenin temel alacağı referansın, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 62. maddesinde belirtilen kurum güvenliğini tehlikeye düşürme ve müstehcen nitelikteki haber, yazı, fotoğraf ve yorumları kapsayan yayınlar çerçevesinde cezaevinde suçun önlenmesi, güvenliğin ve disiplinin sağlanması olduğunu vurgulamıştır. Bu bağlamda, cezaevi idaresinin takdir marjının geniş olduğunu ve anılan meşru amaçlarla bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğüne yapılacak sınırlamaların daha geniş yorumlanması gerektiğini kabul etmiştir.

Cezaevlerinde düzenin, güvenliğin ve disiplinin sağlanması açısından hükümlü ve tutuklulara verilecek süreli ve süresiz yayınların denetlenmesinin özellikle yüksek güvenlikli ceza infaz kurumlarında önemli olduğunu hatırlatan Mahkeme, Eğitim Kurulunun, başvurucunun PKK terör örgütünün bir üyesi olarak işlediği suçlardan dolayı mahkûm edildiğini gözeterek terör örgütü liderinin yazarı olduğu bir kitabın bazı bölümlerinin bir gazete vasıtasıyla içeri alınmasının güvenlik ve disiplin açısından bir risk oluşturup oluşturmayacağını değerlendirebileceğini, ancak bu durumda dahi hakka yapılacak müdahalenin gerekçelerinin ilgili ve yeterli bir şekilde ortaya konulması gerektiğini vurgulamıştır.

Mahkeme, Eğitim Kurulu ve Sincan İnfaz Hâkimliğinin kararlarında, Gazete’nin yasaklanan kitabın bazı bölümleri içeren sayfalarının çıkartılmasına karar verilirken ortaya konulan tek gerekçenin çıkartılan bölümlere dair Diyarbakır 3 No.lu Hâkimliğinin toplatma kararı olduğunu tespit etmiştir. Bu kapsamda Mahkeme, Diyarbakır 3 No.lu Hâkimliğinin anılan toplatma kararına konu olan kitaba ilişkin olarak Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun 25/6/2014 tarihli kararında değerlendirme yapıldığını ve Anayasa’nın 26. maddesinde düzenlenen ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verildiğini hatırlatmıştır. Kararda, ayrıca anılan ihlal kararından sonra Diyarbakır 3 No.lu Hâkimliğinin yasaklama kararını incelemeye yetkili Diyarbakır 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin ihlal kararını gerekçe göstererek kitaba ilişkin toplatma ve el koyma kararını kaldırdığını ifade etmiştir.

Sonuç olarak Mahkeme, Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun 25/6/2014 tarihli kararı ve Diyarbakır 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin anılan kararlarına dikkat çekerek başvurucunun ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin demokratik toplumda gerekli ve ölçülü olmadığına ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir.

Bu basın duyurusu Anayasa Mahkemesi Genel Sekreterliği tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir.

Paylaş:

Emsal Kararlar

Yeni Eklenenler

Sosyal Medyada Biz

error: Özderin Avukatlık Bürosu - Ankara - Uzman Kadromuza ulaşmak için lütfen arayınız ! 0312 428 03 13